adisyon yazıları

-1-

günde binlerce kez
alkol diyor biri
öyle paracı ki şu meyhaneci

günde binlerce kez
alkol diyor biri
öyle sarhoşum ki

abra kadavra

postacının bisikletini çaldığımda
ilk kez dolamıştın belime ellerini
oğlunun mektubundan beş dakika önce
ölen annenin gözyaşlarını
unutacak mıyız şimdi...

-3-

mendil satar
yine de bakardım istanbul’a
sakat bir attım
kimse kurşununu harcamadı bana.

gecenin dibi

okuduğum bir şey dokundu
“acımadı ki
acımadı ki” derken hayata
o hep daha hızlı vurdu
uçurtmayım, ipim kısa
uçurtmayın bir daha...

-5-

bizim mahallenin parkında gitmeye yeltenirken
şekerini yalayıp, içinin çürük çıktığını gören kız
ağlamadan attı elindeki elmayı,
ölemedim dün.

elim sende

hınzırca bir üçkâğıtçılıktı yaptığım
başarmak hep ebe kalmayı
oynarken kahkahalarla
iki çocukluk oyunumuzu.

-7-

bu kendi dilinde eğitime ayaklanan ormanlar
dünyanın diken diken olmuş hali
içimde parça etkili bir hayal kurdu
karşı dur diyor,
yangın, yağ sürecek birilerinin ekmeğine.

çerez

küçük dilimle bağırdığım binlerce cümle
şarap eşliğinde tanır ciğerlerimi
darının suyunu emmek için
hızlı hızlı tüketir çocukluğum hâlâ
baba parasının masum tanelerini.

-8-

öküzün bile gözü korkar bu şaraptan
köpeklerin intihar komandoları bununla eğitilir
o kâğıt parçasına attığın yedinci çentik
bir adamın şu dünyaya karaladığı
“aşk olsun” şiiridir.

fondip

dur, gitme hemen
sekizinciyi de kondur oraya
bir şans daha veriyorum
dünyanıza.