ikincil ruhla pisuar buluşmaları-13

İnsan her zaman biraz yirmili yaşlarındadır ama tam 25 yaşımda bir kızı sevmiştim. Bombalı eylem kitaplarına dalmışken çıkıp gelmişti rastlantıların rahminden. Kitapları gazeteyle kaplama modası vardı, tommiksleri bile gazeteyle, cumhuriyet gazetesi ile kaplar okurduk.

Ellerine bakar bakmaz sigarayla yatıştırırdım parmaklarımı. Söylediğim her şey baştan aşağı yalandı. Zor anlarıma sıvamak için ezberlediğim özlü sözler uçar, titreyen dudaklarımdan dökülen sözler Tuğcu şiirlerine dönüşüp, parkta oynayan tüm çocukları kahkahaya boğardı.

Sanırım, yine birilerini aldatıyordum. Ama onun tek hatasını kolladım. Çocukluğunu, diksiyon çuvallamalarını, yüzündeki birkaç sivilceyi onu küçültmek için beynime karşı kullanıyordum. Ama sanırım beynimizin kullanamadığımız gönüllü işsiz kısmı bu durumlarda iknaya inat durmak için programlanmıştı.

Neyse ki kısa süre sonra intihar etti. Yazdığı mektupta yaklaşık 100 kişiyi etkilemek için yakışıklı cümleler kurmuştu. Ben yoktum ve ben de noktaları kendime yonttum.

Arkadaşlarından aldığı borçlarla iki silah almış. Beyninin sağından ve solundan eşzamanlı ateşlemek istemiş. Sanırım ortada kurşunların kesişmesini ve beynini belediye kandırmacası havuzlardaki fıskiyeler gibi simetrik ve gereksiz bir ölüme ayarlamış. Yapmış olduğu bu salaklığı duymak ona olan tüm aşkımı bir anda öldürdü. Sağ eli tetiğe basar basmaz kafasını parçalayıp, sol elini vurmuş.

Sol tarafından böyle kirli bahanelerle vazgeçenleri de sevemedim bugüne dek.